Ege Eczacı Odaları


Ege Eczacı Odaları Danışma Kurulu Toplantısı Sonuç Bildirgesi

Ege Eczacı Odaları Danışma Kurulu toplantısı 26-27 Mayıs 2006 tarihlerinde Afyonkarahisar Eczacı Odası ev sahipliğinde yapılmış ve aşağıdaki kararlar oybirliği ile alınmıştır.

1. 2005 yılı için Devletin sağlık harcamaları giderlerinin, yaklaşık 38 milyar YTL olduğu ve bu harcama içindeki ilaç payının % 30 seviyelerinde olduğu tespiti yapılmıştır. Gerçekte bu oranın daha düşük olduğu ve önümüzdeki yıllarda tahmin edilenden daha da düşük gerçekleşeceği öngörülmektedir.

 Bu öngörüdeki temel kriterler;

a )İlaç fiyatlarındaki düşüş

b )Kurum iskontosu

c )Eşdeğer ilaç uygulamasındaki fiyat ayarlamaları vb.

Temelde sağlık harcamalarının büyük kısmının, yataklı tedavi kurumlarında düzenlenen tahlil, radyolojik tetkik, sarf malzemesi gibi giderlerden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Sağlıkta tasarrufun sadece ilaç geri ödemelerinde kısıtlamaya gidilerek çözümlenemeyeceği gerçeği bilinmelidir.

2. Aile hekimliği uygulamasının, bazı pilot illerde uygulamaya girmiş, bazı illerde de önümüzdeki aylarda girecek olması sebebiyle; uygulamanın gerçekleştiği illerdeki verimin ve kalitenin, sistemin kendi içindeki aksaklıkları gidermesi açısından bir fırsat olduğu düşünülerek, önümüzdeki yıl içinde, ülke genelinde aile hekimliği uygulamasının alt yapısının tamamlanması gerektiği vurgulanmıştır.

Ancak, aile hekimliği uygulaması, eczacı, firma, doktor ilişkisindeki deontoloji ve meslek ahlakı kurallarını sorgulayacak düzeyde olumsuz ve kötü örnekleri daha fazla ortaya çıkaracak bir sistem görüntüsü çizmektedir. Bu da mesleğimizin ve mensuplarının kamu vicdanındaki üstün ve onurlu mertebesini zedeleyici bir tehdit unsuru olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla Eczacı Odalarının, bu tür örneklerle daha sık karşılaşacağı ve yükünün daha da artacağı görüşünü savunmaktayız.

3. 2006 yılı Bütçe Uygulama Talimatında “provizyon sisteminden” bahsedilmemekte, tüm sorumluluk eczacıya verilmektedir. Bu da eczacının her şeyi doğru ve eksiksiz bilmesi gerekliliğini ortaya koymakta, sorumluluk paylaşılmamaktadır. Eksiklik ve hatalar tamamen eczacıya çıkartılmakta, eczacı, maddi ve manevi olarak yıpranmakta ve zarar görmektedir.

4. Her sözleşme yılı ve protokol hükümleri bir önceki yılı aratır duruma gelmekte, yine devletin, sağlık alanında bütçede yaşanan açığın eczacının cebinden tahsil edilmek suretiyle yerine konması fikri oluşmaktadır.

Farklı iskonto oranlarının oluşturulması; haksız rekabete yol açabileceği, ilacın ise yer ve bölge farklılığı olmaksızın tek fiyatla satılabildiği ancak farklı iskontoların, farklı katılım paylarının oluşturması sebebiyle, insanların ilaç alımındaki adaletsizliğe ve haksızlığa maruz kalacağı öngörülmüştür.

İskontoların farklı farklı olsa bile, hasta katılım payının aynı ilaç için aynı miktarda olması gerektiği vurgulanmıştır.

Her yıl yenilenen sözleşmelerin, eczacının aleyhine hazırlanan değişik hükümlerle yıpratıldığını, mesleğimizin tükenme noktasına geldiğini ve bilinçli bir politika izlenerek zincir eczanelerinin önünün açılacağı tehdidini görmekte, bir kez daha bu tehdide karşı sarsılmaz ve dik duruşumuzu etkin bir şekilde göstermemiz gerektiğini düşünmekteyiz.

5. Yeşil kart ödemelerinde, sağlıklı ve düzenli bir tablo olmadığını görüyoruz. Sağlık Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı ile ödemelerdeki aksaklıkların giderilmesi için bir çalışma yapılması ve eczacılarımızın mağduriyetinin ortadan kaldırılması gerekmektedir.

6. Bütçe Uygulama Talimatında; SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı gibi kurumların, reçete inceleme ve yorumlama konusunda ortak bir çalışma içinde olması, eczacının reçeteyi karşılayabilmesi ve kesintilerinin azalması açısından olumlu bir adımdır.

Ancak, tedavi kurumlarının, çok sık değişen Bütçe Uygulama Talimatından ne içe