İSTİFALAR VE YAŞANANLAR
Hepimizin bildiği gibi 13-16 Aralık 2007 tarihinde Ankarada gerçekleşen TEB 36. Büyük Kongre sonrasında seçimde yarışan iki listeden 6ya 5lik karma bir yapı oluştu .
Kongre ile ilgili değerlendirmeler sonrasında , örgüt tabanında seçilen meslektaşlarımızın seçim sürecinde yaşananları bir kenara bırakarak görev sürelerince meslektaşlarımızın sorunlarının çözümü ve mesleğimizin daha iyi noktalara taşınması beklentisi hakim oldu.
Farklı yapılardan gelen insanların birlikte çalışabilmesi yeterli demokrasi kültürüne ve mesleğin çıkarları noktasında uzlaşma olgunluğuna sahip olmayı gerektirir. Seçimin bittiği günden başlayarak iki yıl sonraki seçimin hesaplarını yapanlar ne yazık ki beklenen bu bütünleşmeyi de sağlayamadılar.
Uzlaşmama yaklaşımı ilk olarak başkanlık divanı seçimlerinde kendini gösterdi.Birlikte çalışacak insanlar ısrarla bölündü.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen bir şeyler yapmak isteyenler ile bir şey olmak isteyenler in mücadelesi sürdü gitti.
Başkanlık divanı seçimlerinde açıkça bizden değilsiniz mesajı verilen arkadaşlarımız hiçbir siyasi hesabın içine girmeden ellerinden gelen katkıyı vermeye çalıştılar.
Kendilerine verilen her göreve emek ve zaman harcayarak iyi niyetle çalışmayı sürdürdüler.
5 arkadaşımızın istifasının 2009 Aralık TEB Büyük Kongresine yönelik olduğunu söyleyenler büyük bir yanılgı içindedirler.Eğer istifa ile prim yapmak isteselerdi 2008 Eylülünde imzalanan ek protokole şerh düştüklerinde bunu gerçekleştirirlerdi.Ama onlar küçük hesaplar peşine düşmek yerine , 2-3 ay sonra gerçekleşecek sözleşme görüşmeleri ve 6197 sayılı yasa ile ilgili hazırlıkların olduğu bir süreçte örgütü kaosa sürüklememek adına istifayı tercih etmediler.
Nitekim o günden sonra da kendilerinden istenen her türlü katkıyı vermeyi sürdürdüler.Yapılan hataları öne çıkararak muhalefet yapmak yerine hatalardan geri dönülmesi için çaba harcadılar.
Ancak,örgüt yöneticilerinin siyasi beklentilerinin su yüzüne çıktığı , yani örgüt yöneticiliği yerine siyasi hesapların yapıldığını gördüler.İşte o gün uyarı görevlerini yerine getirdiler.Ama karşılarındaki yapı biz çoğunluğuz ve yanlış bile olsa biz nasıl istersek öyle olur yaklaşımında ısrar edince önemli bir yol ayrımına geldiler.Bir de üstüne 14 aydır özveri ile emeklerini esirgemeyen insanlara teşekkür etmek yerine sizlere çalışma olanağını ben sağladım,ben izin vermeseydim hiçbir şey yapamazdınız yaklaşımı ile yani emeğe saygı gösterilmeyen bir tavırla karşılaşınca her onurlu insanın yapması gerekeni yaptılar ve birlikte istifa ettiler.
İstifa eden 5 arkadaşımızın bu kararlarına saygı duyuyor ve mesleğimiz ve örgütümüz için bugüne kadar verdikleri katkıları kendi adımıza teşekkür ediyoruz.
Merkez Heyetinin tek akademisyeni olan sevgili Prof. Dr.Levent üstünese ise özel bir teşekkür borcumuz var.Aylardır gündeme taşımasına karşın gereken önemin verilmediğini gördüğü halde yılgınlığa kapılmadan eczacının sağlık hizmet sunumundaki yeri mücadelesini başarıyla sürdürdü.Şimdilik sadece mesleki saygınlığımız ve prestijimiz anlamında kazanım gibi görünse de bu çalışmaların karşılığını önümüzdeki yıllarda birlikte göreceğiz.üstelik sevgili hocamız bu mücadeleyi inanılmaz yoğun temposu içinde ,büyük bir özveri ile sürdürdü.Çünkü bu kazanımın mesleğimizin geleceği için ne denli önemli olduğunu çok iyi biliyordu.
Bugün örgütte önemli ölçüde dağınık ve karamsar bir görüntü hüküm sürüyor.Daha fazla vakit yitirmeden mesleğin sorunlarını çözebilecek ve geleceğini şekillendirebilecek niteliklere sahip doğru insanlardan oluşan bir Merkez Heyetinin oluşturulması için hep birlikte çaba harcamalıyız.
ülkemiz ve mesleğimiz konusunda ortak ilkelerde buluşmak yerine ,meslek örgütümüzde bir süredir devam eden küçük hesaplara ,delege sayılarına ve dağıtılan koltuklara göre ortaya çıkan yapıların bizleri getirdiği nokta apaçık o