Önemli !


Avrupa Komisyonu'nun eczanelerin yalnızca eczacılar tarafından açılıp işletilmesine yönelik bazı AB üyesi ülkelerdeki mevzuatın "sermayenin serbest dolaşımı ilkesini ihlal ettiği" yönündeki başvuruları taşıdığı Avrupa Adalet Divanı, çok önemli bir karara imza attı.

Avrupa Adalet Divanı, eczacılığın mesleki uzmanlık alanı olduğuna ve ticari serbestlik bakımından değerlendirilemeyeceğine hükmederek, eczane açma ve işletme hakkının üye ülkeler tarafından mesleki eğitim almış eczacılarla sınırlandırılabileceğini, bunun serbest dolaşım ilkesinin ihlali anlamına gelmediğini karara bağladı.

Avrupa Adalet Divanı'nın mesleğimiz ve kamu sağlığı açısından bu çok önemli kararının ardından, ülkemizde eczane alanına eczacı olmayan sermaye sahiplerinin girmesi girişimlerinin AB müktesebatını gerekçe göstermelerinin de hukuki anlamda boşa düştüğü ve hiçbir geçerliliğinin olmadığı bir kez daha tescillenmiş oldu.

Türk Eczacıları Birliği'nin konuyla ilgili olarak internet sitesinde yaptığı açıklama :

AVRUPA ADALET DİVANI KARARI: ECZACILIK UZMANLIK ALANIDIR, TİCARİ SERBESTLİK BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLEMEZ

Serbest Eczane Açma/İşletme Hakkının Eczacılar ile Sınırlandırılmasına Yönelik Ulusal Mevzuatlar AB Müktesebatının Sermayenin Serbest Dolaşımı İlkesini İhlal Etmemektedir.

Eczanelerin sadece mesleki eğitim almış eczacılar tarafından açılabileceğini/işletilebileceğini belirten bazı üye ülke mevzuatlarına karşı Avrupa Komisyonu tarafından Avrupa Adalet Divanı'na yapılan başvurularda, bu ilkenin sermayenin serbest dolaşımına yönelik AB genelindeki mevzuatı ihlal ettiği iddia edilmiştir. 19 Mayıs 2009 tarihinde bu başvurulardan ikisine dair (İtalya ve Almanya) almış olduğu kararı Adalet Divanı bir basın açıklaması ile duyurmuştur. Daha önce de bu yönlü mevzuata sahip ülkeler, Komisyon tarafından müktesebattan kaynaklı sorumlulukların yerine getirilmediği şeklinde suçlanmış ve Adalet Divanı'na şikayet edilmişlerdi.

Mahkeme, AB mevzuatınca çerçevesi çizilmiş olan AB genelinde işletme açma/faaliyette bulunma özgürlüğü (sermayenin serbest dolaşımı ilkesi) ilkesinin; eczacılık eğitimi almayan bireylerin eczane sahibi olması ve işletmesi hakkından mahrum bırakılmasını sağlayan ulusal mevzuatların önüne geçemeyeceğine karar vermiş ve Komisyon'un başvurusunu reddetmiştir.

Öte yandan Avrupa Adalet Divanı, eczane sahipliği konusundaki bu kısıtlamanın sermayenin serbest dolaşımına yönelik bir engelleme olduğu kararına varmış ancak böyle bir kısıtlamanın "kamuya güvenilir ve kaliteli tıbbi ürünlerin sağlanması amacıyla" gerekçelendirilebileceği yönlü karar almıştır.

Adalet Divanı kararına binaen yapılan basın açıklamasına göre "İnsan sağlığına karşı risklerin varlığı ve boyutu hakkında bir belirsizlik olması durumunda, bu risklerin tamamen açık hale gelmesini beklemeden, üye ülkenin bu risklere karşı koruyucu önlemleri alabilmesi çok önemlidir. Dahası, üye ülke, toplum sağlığına karşı olan riski, daha da özel olarak topluma sunulan tıbbi ürünlerin güvenilirliği ve kalitesini tehlikeye atan riskleri mümkün mertebe azaltan önlemleri alabilir."

Bu önlemleri açıklayan Adalet Divanı kararını gerekçelendirirken, "tıbbi ürünlerin diğer ürünlerden farklı olan özel doğasına" dikkat çekmiş ve "tıbbi ürünlerin gereksiz ve yanlış şekilde tüketilmesi insan sağlığını ciddi şekilde tehdit edebilecek sonuçlar doğuracağını" belirtmiştir. Bu bağlamda Karar metininde, "toplum sağlığını korumak ve geliştirmek adına üye ülkelere verilen yetkiye dayanarak bu ülkeler, tıbbi ürünlerin, tam olarak mesleki bağımsızlığa sahip eczacılar tarafından sağlanması şartını koyabilirler" denmektedir.

Bu şartın koyulma gerekçesi ise şu şekilde açıklanmaktadır:

"Bir meslek sahibi olarak eczacının, eczaneyi, yalnızca ekonomik çıkar kaygısıyla değil aynı zamanda bir uzmanlık alanı